Haber

Depremde 4 çocuğunu kaybeden çift: Bir dakikada hepsi gitti

Sevimli ayı

ADIYAMAN- Belediye başkanının verdiği bilgiye göre, Maraş merkezli depremin vurduğu Adıyaman’ın Yaylakonak ilçesinde 280 haneden 260’ı yıkıldı. Adıyaman’ın ilçe merkezinde meydana gelen depremde 72, merkezde ise 35 kişi hayatını kaybetti. Depremden iki gün sonra Mersin’den kurtarma ekiplerinin gittiği Yaylakonak, soğuk hava koşullarında enkazla baş başa kaldı.

Yaylakonak beldesinden sağ kurtulanlar deprem sonrası yaşadıklarını anlatarak, “Çadırlar yeni geldi. Depremin ardından 7-8 aile tütün çadırlarında kaldı. Hava çok soğuktu. Soba sönmesin diye sürekli nöbet tuttuk” dedi.

‘TAŞ ÜZERİNDE TAŞ YOK’

Genelde kerpiç konutların yer aldığı Yaylakonak’ta enkaz olduğu gibi kaldı. Kasabanın bir noktasında depremden günler sonra gelen çadırlar vardı. Batıkların arasında dolaşırken Abuzer Küçükboğa’ya rastladık. Enkaza dalgın gözlerle bakan Küçük Boğa’ya geçmiş olsun dedik. Evini göstererek, “4 çocuğum bu moloz altında öldü” dedi. “Dört çocuk… Dört bebek…” diye tekrarladı: “Taşın üstünde taş kalmadı, ne diyeyim?”

Biraz bekledikten sonra “Altı kişiydik. Ben, karım ve dört çocuğumuz. Ben ve bayan dışarı çıktık. Hiçbir şey kalmadı. O küçük çocuklar gitti. Söyleyecek bir şey bulamıyorum” diye içini çekti: “Nasıl çıkardık? Çıkaramadık. Enkazın altındaydılar, üzerlerine hep bu taş toprak yığılmıştı. Kurtarma ekipleri Mersin’den geldi. Neyse ki, iki gün sonra çıkarabildik. Kar, fırtına, tipi, çıkamadık. Çocuklar hep toprakta, hep taşların altında öldü…”

‘BİZ KÖTÜ İNSAN DEĞİLİZ’

Çocuklar için “Uyuyorlardı” diyen Abuzer Küçükboğa, “Yapılacak bir şey yok, ne diyelim. Bir tanesini kurtaramadım. Bir tane bile yok” dedi mahcup bir sesle. . Bir yerde bir çocuk açsa yemem. Çocuklarım doymadan yemem. “Aman Allahım bir tane bırakırdın” dedi.

‘ARTIK EV YOK, AİLE YOK, BEBEK YOK…’

Eşi Fediya Küçükboğa da yanımıza geldi. Eşinin Suriyeli olduğunu söyleyen Abuzer Küçükboğa, “Orada bombalardan kurtuldu, buradaki evine bomba düştü. 6 yıl önce buraya geldi, evlendik, evimizi yaptık” dedi.

Eşi Fediya Küçükboğa, depremde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Depremden sonra baktım Ayşe nerede, Yusuf nerede, Mehmet nerede, Buyruk nerede. Kimse yok. Eşime soruyorum ‘ Bebek nerede ‘bebek yok Mehmet 5.5 Hiç konuşmadı bu sene konuşmaya başladı özel okula gidiyordu bana ‘Okul istiyorum kayıt ol’ dedi. sabah kalkıp ‘Anne beni hazırla’ dedi.Artık okula gidemiyor.Okul bitti Mehmet’in okulu bitti.Ayşe ‘Hiç arkadaşım yok’,’Kızım’ diyordu. Güneşe çık, ‘Çık’ diyordum. Artık mesken yok, aile yok, bebek yok, kimse yok…”

Anne ve babasını 8 yıldır görmediğini belirten Fediye Küçükboğa, “Sadece çocuklarım oldu. Beraber geziyor, oturuyor, oyunlar oynuyorduk” dedi.

Abuzer Küçükboğa, “Tanrı bana merhamet etmedi, keşke bu kadına acısaydı. Bebek yok. Hepsinin arasında bir yaş var. Dördü de sezaryenle doğdu. Biri engelli. tavan olduğu gibi düştü, bu taşların altında cansız kaldılar, onlara okul yok artık.” Sonra birkaç kez tekrarladı, “Dördü bir dakikada öldü”…

Baba Küçük Boğa daha sonra telefonunun ekranındaki çocuğunun fotoğrafını göstererek, “Ben Emir. O çok akıllıydı. Keşke ben ölseydim de onlara bir şey olmasaydı. Çok zekiydiler. Kimseye ihtiyaçları olmasın diye eve gelmiyordum, onlara bakmak için sabah akşam çalışıyordum.”

Yaylakonak, artık yıkık dökük evlerin ortasında yaşamını sürdüren, küçük bir nüfusa sahip eski bir kasaba. Bir anne 3 yaşındaki kızının peşinden koşuyordu. Oyuncağı yerdeydi. Onu teselli etmeye çalışarak aldım ve ona verdim. Annesi, “Korkuyor, yıkılan binalara bakıyor, ağlıyor ve korkuyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu